29 Aralık 2012 Cumartesi

Bağlanma Arayışı İçince Olmak

    Hayatının nasıl bu kadar boktan olduğu gelmişti yine aklına her gün olduğu gibi. Hayatının gerçekten boktan ibaret olduğunu düşünüyordu. Aylardır bu düşünce aklından çıkmıyordu. Geçen süre içerisinde her gün hayatında yeni bir şeylerden nefret ediyordu. Bunun böyle gitmeyeceğini biliyordu. Hayatına bir dönüm noktası geleceğini biliyordu. Ancak ne yapacağına dair hiçbir fikri yoktu. Sadece bekliyordu. Gerçek anlamda bir şey ifade etmeyen şeylere yüklüyordu hayatını. Zamana. Beklemek onun için en uygun yol olarak gözüküyordu. Karşısına neyin çıkmasını istediğini bilmeden. Bunun için bir şey yapmadan. Yeni bir insanla tanışıp ona aşık olmayı mı bekliyordu ? Yoksa yeni kurallar ve toplumsal değerlere inanarak bambaşka bir hayat biçimine girmeyi mi bekliyordu ? Yoksa hayattan zevkini çoktan almış, ölmeyi mi bekliyordu ? Bunun gibi düşüncelerle kafasını yoruyordu. Her ne kadar birinci soru ona komik gelse ve kabul etmese de durum öyleydi. Hayatına yön verecek bir insan bekliyordu o. Aslında bunu o da biliyordu ancak sürekli hayatında başka sorunların olduğunu inandırmaya çalışıyordu kendini. Hayatının boktan olmasının sebebini bir insanın eksikliğine bağlayamıyordu. Başka düşüncelerle aklını kurcalıyordu. Bu nedenle her geçen gün daha büyük bir girdaba giriyordu.

    Yine bu tür düşüncelerle kafasını yorduğu bir geceydi. Bir zamanlar kısa aralıklarla ve gerçekten zevk alarak içtiği sigarası öylece acı çekerek yanıyordu. İçerideki duman onu yahudi kasabası bulmuş naziler gibi sarmıştı. Dudakları dumanı çıkarmak için açtığı pencerelerden gelen soğuk yüzünden çatlamıştı. Burnunu hissetmiyordu artık. Gözleri duman yüzünden kızarmıştı. İçerisi rüzgar yüzünden uçuşan sigara külleriyle doluydu. Aklında "Ne yapmalıyım ?" sorusu vardı. Cevapları oldukça fazlaydı ve bu cevaplar onu 8 saat uyanık olduğu bu boş gününde bile onu yormuştu. Yine bekliyordu. Hayatına anlam yüklediği zaman, 1 mbit internet ile video yüklercesine yavaş akıyordu.
 Bu sırada, bir süre kendisinin muhabbeti belki de dedikodusunun geçtiği ortamdan bir telefon geliyor. Bir zamanlar kendini soyutlamış olduğu bu topluluğa bir anlığına cazip bakıyor çünkü günlerdir kendini eve kapatmıştı. Hemen bir duman bile çekilmemiş olan yarım sigarasını söndürüp hazırlanmaya başlıyor. Biraz önce bulunmuş olduğu sefil halinden, düşüncelerinden çıkıyor. Biraz kafa dağıtmanın iyi olacağı düşüncesiyle hiçbir umut olmadan yola koyuluyor.
    
    Vardığında muhabbet oldukça kaynıyor idi. Kahkahalar, sahip oldukları dertlerini belli etmeyecek şekilde uçuşuyordu. Ortama düşünmeden bakacak olursak oldukça iyiydi. Bir an bu sıcak ortama girmenin kötü olacağı düşüncesi kapladı aklını ve öz güvensiz bir şekilde kendisini muhabbet yüzünden fark etmeyen arkadaşlarına selam verdi. Kendisini arayan arkadaşı hemen muhabbet sıcaklığıyla kucaklayarak karşıladı. Mekan oldukça dar olduğu için diğerleri açısından böyle bir karşılama alamadı ki bu onun için hiç sorun değildi. Çünkü zamanında gerçekten çok görüşüyorlar idi ve bu buluşma onun için monoton bir yenilikten farklı değildi. Kucaklamayla karşılayan arkadaşı söze hemen günlerdir görüşemediklerinden ve yokluğunun hissedildiğinden bahsederek başladı. Bu sözler onun bir kaç günlük yalnızlığı nedeniyle zedelenen egosunu biraz da olsa tatmin etmişti. Birkaç saat önceki sefil hali hiç olmamış gibi geçiştirici, yapmacık cevaplar verirken arkadaşı sözünü hemen kesti. Kendisine birisiyle tanıştırması gerektiğini söyledi ve o sırada telefonla uğraşmakta olan kızı işaret etti. Kız, hafif makyajıyla gerçekten göz alıcıydı. Kalın alt dudakları yeni yıkanmış kiraz gibi parlıyordu. Dudaklarının ruj mu yoksa gerçekten bu kadar güzel tonda kırmızı olduğunu ayırt etmek çok zordu. Az makyaj ile gerçekmiş gibi duruyorlardı. İnce çenesi ve ona uyan yanakları burnuyla mükemmel bir iletişim içindeydi.  Kız hemen başından beri bu konuşmayı beklemiyormuşcasına kafasını kaldırarak çok güzel bir gülümsemeyle merhabasını dile getiriyor. Bu güzellik karşısında gerçekten etkilenmişti. Çok daha artan öz güven eksikliğiyle yapmacık bir gülümsemeyle karşılık verdi. Muhabbet hemen kucaklayan arkadaş tarafından devam ettiriliyor. Kız, telefonla uğraşmaya devam ediyor. Kucaklayan arkadaş ise o sırada kendisine bir şeyler anlatıyordu. Anlattıklarına pek kulak veremiyordu çünkü biraz önce tanışma sırasında aldığı 5 saniyelik anıyı aklında canlandırıyordu. Gerçekten bu kadar güzel bir kız mıydı ? Yoksa aklı onu yanıltıp, yalan bir 5 saniyeyi canlandırıyor muydu ? Tekrar bakamayacak kadar çok konuşuyordu arkadaşı. Neyse ki bir 5 saniye daha bakmayı başarabiliyor. Hayır, bu kız gerçekten güzeldi. Aylardır içinde olduğu yalnızlığının yanılgısına düştüğünü düşündü bir an. Hayır. Tekrar hayır. Bu kız çok güzeldi. Aklında hemen o kızın bu boktan hayatına son verecek kişi olduğu düşünceleri belirdi. Üzerinde hayaller kurmaya başladı. Yalnızlığın verdiği etkiyle olmuş olsa gerek ki gerçekten çok uçmuştu. Hayır, hayır diye geçirdi içinden. Tanıştığı her kişiye bir anlam yüklememeliydi. Hem kızı daha tanımıyordu bile. Ama gerçekten çok etkilenmişti ve birilerine anlam yüklemek istiyordu artık. Bağlanmak istiyordu. Kurbanını seçmişti. Hayalleri çoktan uçup gitmişti. Her şey için çok geçti.
 
    İlerleyen saatlerde arkadaşı heyecanlı muhabbetine az da olsa son veriyor. O sıralarda kızımız da telefonla işine son vermiş ara ara muhabbete katılıyordu. Hayallerine o kadar çok kaptırmış olsa gerek ki kızın anlam ifade etmeyen her sözüne hayran kalıyordu. Bu hayranlığı ortam tarafından fark ediliyor olsa gerek ki yavaş yavaş ortamdan sıvışıp onları yalnız bırakma isteği duyuyor herkeste. Kim bilir belki de planlanmıştı bu durum. Açıkçası böyle olması gerçekten onu mutlu etti. Çünkü aradığı buydu.
 
    Zaman geçtikçe ortamdan herkes bir bir döküldü ve masada sadece kendisi, kız ve kucaklayan arkadaşı kaldı. Soğuyan muhabbetin de etkisiyle kucaklayan arkadaş gitmesi gerektiğini söylüyor. Kız bu eylemle birlikte heyecanlanıyor ve o da gitmesi gerektiğini söylüyor. Yalnız kalmak istemediğini anlıyor hemen. Ses tonundaki heyecanı yüzünden aynı hayalleri onun da kendisine karşı kurmuş olabileceğini düşünüyor. Çok uçukça bir düşünce olabilir ama kim bilir ? Ya öyleyse ? Bu tür düşüncelerde yarar var. Aksi halde çok daha acınası bir duruma düşebilir. Kucaklayan arkadaş bu sefer veda amaçlı tekrar kucaklıyor kendisini ve arayı açmamak istediğini, tekrar sık sık buluşmak istediğini söylüyor. Bu geceden memnun kalmış olacak ki gerçek bir mutlulukla olumlu bir cevap veriyor. Kıza dönüp, tanışmaktan çok memnun olduğunu ve yakın zamanda buluşup daha fazla konuşmak istediğini dile getiriyor. Kız tanışma sırasındaki tatlı gülümsemesiyle "Elbette !" cevabını veriyor. Bu cevaba ve o gülümsemeyle uçuyor kahramanımız. Bütün gece kurmuş olduğu hayallerin gerçek olabilme ihtimali onu deli mutlu ediyor. Bu mutlulukla yağmur ve karın henüz etki etmediği soğuk sokaklara dalarak ortamdan ayrılıyor.
 
   Bu gecenin onun için bir dönüm noktası olduğunu düşünüyor. Kızla doğru düzgün konuşamamışken bile çok çocuksu beklentiler içerisine giriyor. Sonrası için planlar yapıyor. Açıkçası komik hale geliyor kahramınımız. Ama durum değişebilir. Hayalleri gerçek olabilir. Mutlu olabilir. Artık hayatı boktan olmayacaktı. Zamana bırakmayacaktı. Karşısına birisi çıkmıştı ve onun için uğraşacaktı. Bir kişiyle birlikte aklında oluşturduğu bütün problemlere, sorulara çözüm getirecekti. Kahramanımız mutlu olmak için ilerleyecekti.





  Efendim fark etmiş olduğunuzu tahmin ederek çok boktan bir yazı yazdığımı söylüyorum. Açıkçası hiçbir şey anlam ifade etmiyor. Bir şeyler çıkarmaya çalışmayın buradan. Deli boş bir yazı bu. Amacım betimlemelerimi geliştirmek ve kurgu hikayelerime yenisi katmaktı. Oldu mu bilmiyorum. Olmuştur herhalde. İleride daha iyi kurgular, betimlemeler ve amaçlarla zamanınızı alacağım. Alırım herhalde.Bilmiyorum ya. Üşenmezsem alırım. Yok yok alırım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder